Person:
BİRER, EMEL

Loading...
Profile Picture

Email Address

Birth Date

Research Projects

Organizational Units

Job Title

Prof.Dr.

Last Name

BİRER

First Name

EMEL

Name

Search Results

Now showing 1 - 10 of 12
  • PublicationOpen Access
    Temel Tasarım Eğitiminde Bauhaus Okulu'nun Mekan Üretimine Etkisi
    (Süleyman Demirel Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi, 2019) HASGÜL, ESİN; BİRER, EMEL
    Bu çalışma mimari tasarım eğitimine başlarken "Temel Tasarım" aracılığıyla mekan organizasyonunu öğretme isteği üzerine kurgulanmış, tasarlama deneyimi üzerine Bauhaus etkisinin ele alınmasını ve bu etkinin oluşturduğu alt açılımların mimari mekan tasarımına ne şekilde yansıyabileceğinin sorgulanmasını içermektedir. Bu çalışmanın amacı Bauhaus okulu ilkeleri ile tasarım (mekan organizasyonu) ilkeleri arasındaki ilişkiyi keşfetmek ve bu ilişkinin yansımalarını mimari tasarım eğitimi üzerinden değerlendirmektir. Çalışmada yöntem olarak mekanı anlamanın ve yorumlamanın düşünsel sistematiği analiz-transformasyon(dönüşüm)-sentez süreçleriyle ele alınmakta ve elde edilen bulgular üzerinden mekan organizasyonu ile Bauhaus çalışmalarının ilişkisi ortaya çıkarılmaktadır. Bu doğrultuda araştırma kapsamında, "Temel Tasarım" stüdyosunda tasarıma giriş yapan öğrencilerin Bauhaus okulu etkileri üzerinden oluşturdukları ürün tasarımları incelenmekte, bu tasarlama sürecinde sonuç ürünlerin, düşünsel altyapı ile oluşturulan kimlik arasındaki mekânsal ilişkisi ele alınmaktadır. Sonuç olarak Bauhaus okulu ilkeleri ile tasarım (mekan organizasyonu) ilkeleri arasındaki ilişkiyi keşfetmek mimari tasarım eğitiminde önemli bir başlangıçtır.
  • PublicationOpen Access
    Contributions of Art in Public Space to the Riverside Urbanity: Amasya Examplar
    (Istanbul University Research Institute of Turkology, 2022) BİRER, EMEL
    Amasya is a multilayered city with the Yesilirmak river flowing through and historical Yaliboyu houses on the riverbank in the city center. This area has been the object of attempts to transform it into a tourist attraction. The Yaliboyu Promenade, which was built by filling the area between the Yaliboyu houses and the Magdenus Bridge and the Tas Bridge in the south of Yesilirmak, started to become a public space on which art began to take place after the 2000s. How the art performed in the riverside area affects the urban design is the departure point of this study. The research question is whether the public artwork along the riverbank promenade contributes to the urban image. The aim is to investigate the artwork on the bank and discuss their relationships to the city. The methodology consists of one phase is about the urban reading method of Lynch, the positions of the artwork as focal points have been discussed. Findings show that in the existence of a historical texture, art fails to have the aspired effect. What fits better the future projection is to implement aesthetic public art to revive new urban areas designed in the public areas of the city for the different focal points.
  • PublicationOpen Access
    Duyusal Kolaj ve Mekân
    (Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi, 2019) BİRER, EMEL; KAYA, SELVA
    Mimarlık eğitimi yıllar içerisinde mekânı tanımlamak ve deneyimlemek üzere birçok yeni teknik ve yöntemle öğrencilerle buluşmaktadır. Mekânın yaşamsal ve duyusal boyutuna hitap edecek gerçekçi yaklaşımlar teknolojinin gelişmesiyle sanal gerçekliğe doğru ilerlemekte ve zaman içerisinde görselleşme ve ifade teknikleri de değişmektedir. Bu çalışma, sanatta ve mimarlık eğitiminin ilk yıllarında yapılan kavramsal çalışmalarda oldukça sık kullanılan kolaj tekniğinin mekânsal duyumsamaya karşılık gelen bir ifade tekniği olduğunu ve mekânın deneyimlenmesine hazırlık yapan çok boyutlu bir ifade tekniği olarak mimarlık eğitiminin tüm süreçlerinde yer alabileceğini savunmaktadır. Çalışmanın amacı mekânı duyular aracılığıyla algılatabilecek bir teknik olarak kolajın önemini vurgulamaktır. “Mimari tasarım sürecinde görmek, dokunmak, tat almak, koklamak ve işitmek duyularını kolaj tekniği harekete geçirir” hipotezi “IV. İstanbul Tasarım Bienali- Okullar Okulu” etkinlikleri kapsamında sergilenen “Evin Ayrıntıları” isimli duyusal kolaj çalışması üzerinden okunacaktır.
  • PublicationOpen Access
    Kamusal Alanda Özgürleştirici Müdahaleler: Parazit Mekânlar
    (Ahmet Fidan, 2019) GÜLTEKİN, ASİYE AKGÜN; BİRER, EMEL
    Günümüzde kent, tüketim odaklı bir sunum nesnesi haline dönüşmektedir. Kamusal alanın ortadan kalktığı söylemleri eşliğinde, mimarlar ve şehirciler tarafından yeni tür kamusallıkların yaratılmasına yönelik farklı pratiklerin geliştirildiği gözlemlenir. Bu pratiklerden bir tanesi, mekânı sosyal bir ürün olarak kabul eden eylemlilik halinin yaratılması ve beraberinde toplumsal sürekliliğinin sağlanmasına yönelik gündelik hayata nüfus edecek strüktürel eylem alanlarının tasarlanması ve beraberinde kamusal alanda bireyin özgürleştirilmesidir. Temelde yer alan eylemlilik anlayışına görünür olmak eklenir ve mimari mekân bu durumda karşılığını parazit strüktürlerle bulur. Mevcuda eklemlenen yapısı ile parazit, kentlinin her gün baktığı ama göremediği alanları mekânsallaştırır, dinamikleştirir ve kentliyi değişime dâhil eder. Aynı eylem, -bakmak- için de eylemsel alana dönüşür. Deneyim alanının yaşandığı kentsel mekân kenti geri almanın muştusudur. Bu çalışmanın amacı, tüketim ve seyirlik bir nesneye dönüşen kente kamusal yarara dönük eylem-mekânları yerleştirerek -plug into- yeni kamusal mekân kavramını irdelemek, anlık, geçici kamusal alan müdahalelerini parazit mimari mekânlar üzerinden tartışmaktır. Yapılı çevrenin özelleştirilen-ticarileşen kamusal alanlarında parazit strüktürler ile yapılı çevreye müdahale edilerek kamu yararına dönüştürmek niyeti deneysel bir stüdyonun ürünleri ile tartışmaya açılmıştır. Bu ürünler, İstanbul’un gündelik hayatında belkemiğini oluşturan E5 yolculuk güzergâhında bulunan metrobüs duraklarına yapılacak parazit müdahaleler olup, bir çeşit mekânın normalleşmesine meydan okuma olarak ortaya çıkmaktadır. Mimari ürünler ile ortaya çıkan problem alanında eylemlilik-görünürlük-izleyici kavramları yeniden ele alınır.
  • PublicationOpen Access
    Ekoloji Temalı Expoların Sürdürülebillir Kalkınma Anlayışı Üzerine Bir İnceleme: Milano ve Antalya Expo
    (Ahmet Fidan, 2023) HÜR, SİMGE; BİRER, EMEL
    Expolar, dünyanın tüm ülkelerini ilgilendiren sorunlara yanıt aramaları sebebiyle küresel ölçekte önemli sayılan ortak kentsel platformlardır. Son yıllarda giderek artan çevre problemleri sebebiyle expolara tema olan ekoloji konusu, sergi ve etkinlik mekanlarının da sürdürülebilir mekanlar olmasını gündeme getirmiştir. 20.yüzyıl expolarında inşa edilen bu mekânların kentle ve ziyaretçiyle etkileşiminin expo sonrasında da devam ettiği ve kente miras kaldığı görülmektedir. Bu makalenin amacı; expoların sürdürülebilir bir bakış açısıyla tasarlanmasında belli kriterlerin oluşturulması ve yapılacak analizler çerçevesinde teorik bir kavramsal altlık oluşturularak söz konusu kentsel alanların planlanmasının önemini vurgulamaktır. Makale “ekoloji temelli expoların mimari yaklaşımı sürdürülebilir olmalıdır” hipotezine dayanmaktadır. Yöntem olarak ortak temaları ekoloji olan yurt içinde ve yurt dışında düzenlenen iki farklı exponun sürdürülebilir kalkınmaya dayalı tematik, mekânsal ve sosyal yaklaşımları içerik analizi yapılarak karşılaştırılmıştır. Milano Expo ve Antalya Expo örnek çalışma alanlarının betimsel analizlerinden elde edilen bulguların, benzer konularda yürütülecek kentsel mekân tasarımları için yol gösterici olması beklenmektedir. Sürdürülebilir expo tasarımlarının, mimari tasarımın nihai yaşamla örtüşmesi, kente atık değil simge yapılar bırakması, doğal çevrenin korunması, yeşilin arttırılma çabalarının gerçekleştirilmesi, kentin gelecek projeksiyonuna uygun bir biçimde tasarlanmasına katkıda bulunması ile sağlanacağı sonucuna varılmıştır.
  • PublicationOpen Access
    Tarihi Yarımada’nın Görünmeyenlerini Görmek: Aetius Sarnıcı’na Arendtçi Bakış
    (İstanbul Üniversitesi, 2021) Gündüz, Seda Nur; BİRER, EMEL
    Bizans döneminde, kentin tepe noktalarına yerleştirilen açık su sarnıçları tarihten bu yana değişen işlevleriyle günümüze kadar gelebilmişlerdir. Uzun bir tarihsel ve işlevsel yolculuğu hafızasında barındırmakta olan çukurlar günümüz İstanbul’unda görünür değildir. Bu hipoteze 20. yüzyıl siyaset bilimci ve felsefeci Hannah Arendt’in kamusal alanda görünebilirlik söylemlerinin kentsel mekânda bulduğu karşılıklara bakılarak ulaşılmıştır. Bu çalışmanın amacı Tarihi Yarımada’da bulunan ve köklü tarihiyle kentsel mekânda görünebilir olması beklenen çukurbostanların görünebilirliğinin önüne geçen nedenleri araştırmaktır. Çalışma kapsamında Mese (Divanyolu) üzerinde yer alması ve Theodosius Surları’na yakınlığı nedeniyle Karagümrük’teki Aetius Sarnıcı (Karagümrük Çukurbostanı) şimdiki Vefa Stadyumu örnek alan seçilerek sarnıcın görünebilirliği, tarihî ve sosyal bağlamları tartışılarak alt ve üst ölçek ilişkileri üzerinden incelenmiştir. Aetius Sarnıcı’nın bugün kamusal alan olamayışı, stadyum kullanımının sarnıcın duvarlarının üzerini örtmesi ve 1600 yıllık değerinin göz ardı edilmesi gibi bulguların tespit edilip sarnıcın görünebilirliliğinin sağlanabilmesi durumunda, Tarihi Yarımada gezi rotalarına yeni bir varış noktası eklenerek anlamlı bir bütün oluşturulacağına inanılmaktadır.
  • PublicationOpen Access
    Role of Public Space Design on the Perception of Historical Environment: A Pilot Study in Amasya
    (Elsevier, 2022) BİRER, EMEL; Adem, Pınar Çalışır
    The experience, perception, awareness, and appreciation of the environment created by public spaces are important elements of urban design. In this context, a strong link exists between perception, public spaces, and historical cities. Amasya is one of the multilayered historical cities in Anatolia. Amasya's holistic urban texture, close relationship with the river, and public spaces are associated with both the Iris River and the historical texture. This pilot study examines the Yaliboyu Promenade, a contemporary open public space designed along the river and across the historical texture in Amasya in Turkey to reveal how it affects people's perception of the historical environment. The study uses the mixed method approach, which includes qualitative and quantitative data. Following the theoretical discussion, the study investigates the context of the promenade. The survey results revealed how the firsttime visitors had perceived the historical texture of the promenade based on Rapoport's method of using environmental signs. The results were interpreted by jointly evaluating qualitative and survey data. Furthermore, although some aspects need improvement, the promenade solidifies the perception of the historical environment. Overall, when the public space is integrated with the historical environment and public life, it offers multidimensional contributions that cannot be ignored. Therefore, examining the promenade from perceptual aspects and offering a design approach to promote integration with the historical environment may help to establish a precedent case for future initiatives.
  • PublicationOpen Access
    Gerçekliğin İnşası: Mimari Sınırları Yeniden Düşünmek
    (Cetus Yayınevi, 2023) Lavanore, Ayşenur Hilal; BİRER, EMEL
    Sınırlar; sosyo-kültürel yapıların biçimlendirdiği çevre içinde varlığını devam ettiren, bireyleri ayıran veya onları bir arada tutmak ve ilişkilerini düzenlemek için çerçeveleyen; kimi zaman gözle görülür şekillenmeler gösterebilirken, kimi zaman tamamen soyut şekillerde ifadesini bulabilen ögelerdir. Sınır kavramının mimari ve mekânsal anlamları, tasarım üretimi ortamı olan tasarım stüdyoları ile yan yana geldiğinde, tasarım stüdyosunda yaratıcı eylemi destekleyen bir unsur olarak görülüp görülmediği ise merak konusudur. Bu durum tasarım mekanının özgürleşmesini ve beraberinde tasarım eyleminin gerçekleştiği mekânın sınırla olan ilişkisini tartışmaya açar. Bu çalışma, mimarlık eğitiminin temel mekânı olan stüdyodaki sınır/sızlık kavramlarının nasıl belirlendiği ve/veya ortadan kalktığı durumların yanı sıra, sınırların esnekliği ve geçirgenliğini tartışmaya açarak hipotezini “stüdyoyu gerçeklik inşa eder” savı üzerine kurmaktadır. Bu çalışmada İstanbul Kültür Üniversitesi ana binasında tanımlı stüdyo mekanları dışında öğrencilerin tanımlı olmayan alternatif bir mekânda çalışmayı tercih etmelerinin nedenleri araştırılmaktadır. Çalışmanın yöntemi, ilk ikisi ön araştırmayı oluşturacak şekilde üç adımda kurulmuştur. Bunlar, alana ilişkin plansal okumanın yapıldığı ilk adım, mekânın, kullanıcı eylemlerinin gözlemlendiği, fotoğraflandığı ve eskiz şemalarının oluşturulduğu ikinci adım ve mekânın kullanıcısı öğrenciler ile yapılan yarı yapılandırılmış̧ görüşmelerin gerçekleştirildiği üçüncü adımdır. Bulgular stüdyonun mekânsal bir gerçek olmaktan öte, kendini fiziki olarak şekillendirip dışa vuran sosyolojik bir gerçek olduğu görüşünü desteklemektedir. Çünkü yer, etkileşimli bir alan olduğunda gerçektir. Çalışmanın sonuçları, stüdyonun tasarlama aşamasından itibaren sınırlarını tartışmaya açarak, stüdyoyu yaşanan bir mekâna dönüştürmenin etkileşim yoluyla gerçekleşmesine yardımcı olacak ipuçlarını vermektedir.
  • PublicationRestricted
    Transformation of Home Environments in Pandemic: the Concept of “Life Fits Into Room” in the New Normal
    (Emerald Group Holdings Ltd., 2022) BİRER, EMEL; HASGÜL, ESİN; CAN, EREN
    Purpose: Pandemic process has led re-questioning home environments within adaptations of new activities inside due to the restriction of outdoor usage. This paper aims to reveal spatial transformations carried out through the time spent at home during the COVID-19 pandemic. Design/methodology/approach: A qualitative study is carried out based on Garfinkel’s (1961) ethnomethodology method (documentary method of interpretation). Analysis focused on the first month of pandemic in which urgent adaptations and solutions produced at home, and the situation in last two weeks of pandemic is analyzed within a control group and comparisons were made. Perec’s (1974) statement of “a user's manual” is used as a checklist of time-space-activity observations proposed on “mondayness, tuesdayness, wednesdayness, thursdayness, fridayness, saturdayness and sundayness.” Instead of daily period, activities performed on a weekly scale were recorded and time-dependent shifts of functions were revealed. Findings: Findings introduced new discussion topics to examine dwelling spaces in “new normal.” Comparisons indicate that hypothesis of gathering all activities in room in terms of “life fits into room” concept is directed through rapid spatial behaviors in daily life as primary adaptation. Research limitations/implications: Although pandemic process continues after study, analysis of first four weeks are accepted as the period of rapid change and compared by last two weeks of pandemic. Originality/value: Pandemic indicators proposed in study brings along that there is little information on the subject in literature. Socio-spatial findings address the examinations of spatial transformations into pandemic adaptation. © 2021, Emerald Publishing Limited.
  • PublicationOpen Access
    An Architectural Query of Anthropocene Era: Planned Obsolescence
    (Kare Publishing, 2023) AYDIN, HANIM GÜL; BİRER, EMEL
    After Modernity, the human has become the subject, and the world redefined by the human has turned into a painting. However, the efforts of human subjectivity to reveal the world in the Anthropocene Era, with negative practices such as the “planned obsolescence theory,” which is the research subject, even prepares for the end of its existence. According to the research hypothesis evaluated through the theory’s effect on architectural problems, “secularization should take place against planned obsolete architecture.” The research aims to show that positive feedback can be provided in society and ecology by reversing architectural consumption. It is to open up for discussion that architecture, which is left in the tension of life and death but revived by the urbanites and nature despite the negativity of decay, can be sustained by becoming secularized. How planned obsolete architectures become secularized is revealed through visual documents and tables and discourse and descriptive analysis methods through architectures of different scales and geographies, which can be reactivated in human-nature activity while in crisis of decay. At the micro and macro scale of architecture, Hawthorne Plaza Shopping Center, Banker Han (Banker Kastelli), Doel Village, and Houtouwan Village were selected as purposeful examples.